12 Haziran 2012 Salı

Star Işığı - Damien Sandow

     Bazı güreşçiler vardır, gelecekte adından çok söz ettireceğini ilk gördüğünüz an anlarsınız. Anlayamasanız bile birkaç hafta boy gösterdikten sonra iyice kavrarsınız. Gerek duruş, gerek ring içi performansı ve mikrofon yeteneği ile Damien Sandow böyle bir güreşçi.

    Sandow aslında yeni bir isim değil. 11 yıllık güreş kariyerine sahip. Birkaç Indy promotiondan sonra 2002'de ilk defa WWE bünyesinde çalışmaya başladı. Heat'te şuan saygın sayılacak kişilerle güreşip kendini gösterdi. Ohio Valley Wrestling'de uzun süre güreştikten sonra Smackdown'da debut yaptı. Smackdown'da Idol Stevens olarak birkaç ay boy gösterdikten sonra tekrar Ohio Valley Wrestling'e alındı. Bu sefer OVW Heavyweight Champion olmayı başardı ve ana brand dışında en büyük başarısını elde etti. Bir süre sonra başka maceralara yelken açtı. WWE'nin OVW ile olan altyapı anlaşması bittikten sonra yine oraya geçti. Son olarak 2010'da WWE'nin yeni altyapı promotionı Florida Championship Wrestling'e geçti. WWE'nin sıkı kurallarını biliriz. Eğer bir isim yeteri kadar iyi performans sergileyemiyor ve etkili olamıyorsa çok üzerinde durup bünyesinde barındırmazlar. Sandow için bu durum çok farklıydı. WWE ısrarla onu alt yapısında bulundurmaya devam etti. FCW'da yeni jenerasyonun en yetenekli isimleri ile birlikte mücadele etti. Kendisi de bizzat bu jenerasyona dahil oldu. Burada Titus O'neill ile birlikte Tag Team Champion olmayı başardı. Şampiyonluğu Pro Wrestling efsanesi Ricky Steamboat'un oğlu Richie Steamboat ile tag team olan Seth Rollins'e kaybettiler. Bu bahsedilen isimler ileride WWE'de çokça anılacaktır. 

     FCW'da, Seth Rollins ile olan maçları her zaman ilgi görmüştür. İki güreşçinin de harika ring içi performansının ekmeğini yemeye şimdiden başladı WWE. Sandow canlandırdığı entellektüel, bilgin kişiliği ve kendini beğenmişliği ile tamamen klasik bir heel durumunda. Herkesten çok şey bildiğini ve herkesten iyi olduğunu iddia eden Sandow seyirciden reaksiyon almaya başladı bile. FCW'da iyice pişen Sandow'un, Smackdown debut vignetteleri doğruyu söylemek gerekirse çok fazla ses getirmemişti. Mayıs ayında debut yapan Sandow'un ilk rakibi Derrick Bateman olacaktı. Olacaktı ancak kendisi bunu reddetti. Sandow'un itirazı üzerine Ryback ile maç yapan Bateman muhtemelen hayata küsmüştür. Bateman'dan sonra Yoshi Tatsu'yu da reddeden Sandow iyice gimmick'inin hakkını vermeye başlamıştı. Birçok güreşsever gibi benim de dikkatimi artık çekmeye başlamıştı bu sıralar. Mikrofon eline yakışıyor ve gerçekten çok iyi promo kesebiliyordu. Tatsu, Sandow'a korkak tavuk benzetmesi yaparak deli damarına bastı. Kısa sürede Tatsu'yu alt eden Sandow ringdeki duruşunu da biraz göstermiş oldu.

     Haziran'ın başında ise Ezekiel Jackson'ı yeniyor ve seyirciler üzerindeki reaksiyonunu iyice artırıyordu Sandow. Artık bazı taşlar yerine oturmaya ve üzerinde konuşulmaya başlanmıştı. Sandow WWE'nin yine büyük heel'larından biri olabilir miydi ? Son olarak Hornswoggle'a bulaştıktan sonra Tyson Kidd'den tepki gördü ancak onu da alt etmeyi başardı. Artık demin sorduğum soruya daha sağlıklı yanıt vermeye başlayabiliyoruz. Ryback'i çıkartıp yerel güreşçiler ile tatmin ettiren WWE, Sandow'a kısmen daha büyük isimler üzerinde üstün kıldırıyor. Bu da Sandow için ileride önemli birşeyler planlandığına bence bir örnek. Ring içi iyi, gerisi vasat olan Tyson Kidd ile ufak çaplı ve üstün çıkacağı bir feud'a başlayabilir Sandow.

     Birkaç ay sonra onu çok daha farklı yerlerde görebiliriz. WWE'nin son yıllarda patlattığı sağlam heel'lar olan Sheamus ve Alberto Del Rio gibi isimlere bir yenisi daha eklenebilir. Christian, Daniel Bryan gibi isimler ne kadar yetenek ve potansiyel olarak üst düzey olsalar da hep eksik bir tarafları olduğunu düşündüm, Main Eventer duruşu. Yeni gelen bir güreşçide bunu aramak biraz abartı olabilir. Eğer o kişi bunu baştan size gösterdiyse çok büyük saygı duyulması gerekir. Damien Sandow böyle bir isim. Ring'deki duruşu ve performansının yanına etkileyici mikrofon yeteneğini de ekleyince oldukça potansiyelli bir güreşçi karşımıza çıkıyor. Üstelik Pro Wrestling'de 10 yılı devirmesine rağmen sadece 29 yaşında. Şimdiden itibaren rahat 10 yıl ortalarda görünebilir. WWE'nin Sandow inadı meyvelerini sonunda veriyor. Eğer işler istenildiği yönde giderse önümüzdeki yıllarda Damien Sandow'un adını sıkça yükseklerde duyabiliriz. Hallelujah!

11 Haziran 2012 Pazartesi

Tecrübe vs Dinamizm

     Bir kosede, 38 yasinda bir Intercontinental Champion. Kimilerine gore gercekten cok ust duzey bir guresci, kimilerine gore ise iyi ancak bir Alex degil Christian. Diger koseye baktigimizda ise piril piril bir genc var. Henuz 26 yasinda, bir onceki sampiyon Cody Rhodes. 

Christian, Kanada'nin en buyuk gurescilerinden biri. Suphesiz cok yetenekli, tecrubeli bir isim. WWE ve TNA'de ana kemer almayi basarip Triple Crown ve Grand Slam Champion unvanlarinin da sahibi Christian. Kendi ailesi kadar ona yakin olan Edge ile birlikte Pro Wrestling macerasina atildilar. Onlar kadar samimi dostlarin hayallerini bu derece gerceklestirip, Dunyaca taninmak cok muazzam birsey olmali. Edge and Christian gelmis gecmis en iyi Tag Teamlerden biriydiler. 2005'te TNA'e gidip, TNA seyircilerinin de saygisini kazanmayi bildi Christian. Bu aslinda WWE ile olan iliskisini kismen zedeledi. Tekrar WWE'ye dondugunde ise ECW brand'inde yer aldi. Bu ECW, bizim bildigimiz efsane ECW'nun tirnagi olamazdi tabiki. ECW'nun tamamen tarihe gomuldugu(!) gece ECW sampiyonlugunu Ezekiel Jackson'a kaybetti. Daha sonra NXT'nin tek düzgün sezonu olan 1. sezonda Heath Slater'ın prosu olarak boy gösterdi. En büyük patlamayı ise Edge'in emekliliğinden sonra boşa çıkan World Heavyweight Title'ı kazanarak yaptı. Bu WWE kariyerindeki ilk ana kemeriydi. İsim olarak en büyük patlama bu sayılabilir ama benim gözümde Edge and Christian efsane Tag Team dönemleri WHC'ten daha önemliydi.

     Kaybettiği kemeri tekrar kazanmayı başarıp hemen bir PPV sonra tekrar kaybedip sevenlerini çok üzmüştü. WWE'ye lanetler okuyorlardı sevenleri. Christian'ın WHC'a kadarki kariyeri oldukça iyidi ki üstüne 2 kez World Heavyweight Championship te eklendi. Kısmen hakettiğinin altında değer gördüğü düşünülen güreşçilerden biri Christian. Kişisel görüşüm Christian'ın şimdiye kadar hakettiğini aldığı yönünde. Büyük bir main eventer duruşu ve havası olduğunu düşünmediğimden Intercontinental ve United States kemerleri için biçilmiş kaftan. IC ve US'in üzeri ana kemerlerin altında bir noktada bence Christian. Tam bunları internet üzerinde tartışa dururken Christian Over the Limit'de sakatlıktan geri dönüp tam da istediğim pozisyona güreşmeye başladı. Over the Limit'de Battle Royal'ı kazanarak Cody Rhodes'un Intercontinental kemerine aynı gece No 1 Contender oluyordu.

     İşte tam burada diğer kahramanımız Cody Rhodes beliriyor. Christian ile aralarındaki yaş farkı, benim kardeşimle olan ve hep çok fazla dediğim yaş farkından bile daha fazla. Mentor - Rookie faktörü oluşturabilecek bir yaş farkı bu. Henüz 26 yaşındaki Cody'nin WWE'deki ilk mentoru Hardcore Holly oluyordu. O yıllarda Cody, geleceği parlak bir gençti. Babası, güreş efsanesi Dusty Rhodes'un ismi de tabi ki onun WWE'de biryerlere gelmesine etki ediyordu. Kemer veya pushtan ziyade WWE'de Rhodes soyadını iyi temsil ettiğinden kıymeti bilinecek bir gençti. Isınma devri hafiften geçerken 2008'de partneri ve mentoru Hardcore Holly'e ihanet ederek Ted Dibiase ile oldukça ses getirecek olan The Legacy'nin ilk adımı attılar. Randy Orton ile kurdukları ittifak ile iyice güçlendiler. Main event derecesine kadar çıkan Legacy'de, Cody Rhodes'un da gelişimi tam gaz devam ediyordu.

     Cody, 2008'de heel oldu ve bunu şuana kadar sürdürüyor. Genelde bu tip istikrarlı güreşçileri pek göremeyiz (çok üst düzey isimler dışında). Legacy, DX'ten aldığı büyük yaralar ve sonrasında süre gelen olaylar yüzünden dağıldı. Cody'nin partneri Ted Dibiase ve Randy Orton face turn gerçekleştirdiler. Cody ise hala heel'lığını sürdürdü. Dashing olarak biraz sinir bozucu bir şekilde karşımıza çıkan Cody'nin cezasını Rey Mysterio kesip burnunu kırıyordu. Ondan sonra ise maske takıp daha psikopatlaşan Cody, Undashing oluyordu Mysterio yüzünden. Mid Carder'lığın kitabını yazan Cody sonunda Ezekiel Jackson'ı yenerek Intercontinental Champion olmayı başarıyordu. Ring içi ve mikrofonda oldukça iyi olsa da bazen mikrofonda gimmick'ini çok abarttığını düşünenler de olmuyor değildi. Keza WWE yöneticilerinden bazılarının düşüncesi de bu yöndeydi. Cody, hepsinin üstesinden gelmeyi başarıp kemerini epey bir süre korudu. Sonunda Big Show'a bulaşınca, tam 236 gün sonra, WrestleMania 28'de kemerini ona kaybetti. Bir PPV sonra, Extreme Rules'ta ise tekrar geri almayı başardı.

     Artık No Way Out'taki iki kahramanımızın yollarının keşistiği zaman olan Over the Limit'e geliyoruz. Christian face olarak dönüp, Cody'nin Intercontinental şampiyonluğunu acımasızca elinden alıyordu. Tepeden düşme adamların gelip kemer alması bazılarının hoşuna gitmemiş olabilir tabi, ancak bu kişi Intercontinental için çarpışan Christian olunca akan sular durur. Christian'a bir dönem antipatim olmasına rağmen sonunda benden de cheer alıyordu. IC ve US Championship için mükemmel bir isim Christian. Ring içi belli bir seviyenin üstünde iki adamın maçı da gerçekten keyif veriyor izleyenlere. Bu ikilinin ki de tam anlamıyla tepeden düşme bir kemer maçı olup izleyiciyi tatmin etmeyi başardı. Christian gelip sadece kemeri almamış, aynı zamanda kemerin kalitesini de bir çıta daha yükseltmişti. Bu ikili arasındaki feud, Smackdown izlemek için iyi bir neden olabilir. Geride bıraktığımız son Smackdown'da Peep Show'da Christian'ın konuğu rakibi Cody Rhodes olacaktı ancak Cody, Christian'dan önce davranıp ringe geliyordu. Peep Show dekorasyonunu saygısızca yıkıp Christian'a seslendi. Christian gelip karşılıklı promo kesiştiler. Promoların kalitesi ortadaydı. Intercontinental'i tekrar bu seviyede görmek sevindirici oldu. İkili laflaşırken Dolph Ziggler gelip Christian ile olan maçına çıkıyordu. Şu durumda düşünebiliriz ki, No Way Out'ta Cody ve Christian arasındaki feud iyice gelişip araya 3. olarak Dolph Ziggler'da eklenebilir. Swagger ile Tag Team olaylarına girmektense Intercontinental feud'unda bir genç ve dinamik ismi daha görmek güzel olabilir. Money in the Bank'te Christian vs Cody Rhodes vs Dolph Ziggler maçına sanırım kimse hayır diyemez. No Way Out'taki maçı merakla bekliyorum. Genel olarak diğer maçlardan sönük kalacaktır ancak güzel bir performans sergileyeceklerine eminim. Bu feud'da Christian'ın tecrübesi ile Cody Rhodes'un dinamizminin keyfini sürmeniz dileğiyle.