12 Haziran 2012 Salı

Star Işığı - Damien Sandow

     Bazı güreşçiler vardır, gelecekte adından çok söz ettireceğini ilk gördüğünüz an anlarsınız. Anlayamasanız bile birkaç hafta boy gösterdikten sonra iyice kavrarsınız. Gerek duruş, gerek ring içi performansı ve mikrofon yeteneği ile Damien Sandow böyle bir güreşçi.

    Sandow aslında yeni bir isim değil. 11 yıllık güreş kariyerine sahip. Birkaç Indy promotiondan sonra 2002'de ilk defa WWE bünyesinde çalışmaya başladı. Heat'te şuan saygın sayılacak kişilerle güreşip kendini gösterdi. Ohio Valley Wrestling'de uzun süre güreştikten sonra Smackdown'da debut yaptı. Smackdown'da Idol Stevens olarak birkaç ay boy gösterdikten sonra tekrar Ohio Valley Wrestling'e alındı. Bu sefer OVW Heavyweight Champion olmayı başardı ve ana brand dışında en büyük başarısını elde etti. Bir süre sonra başka maceralara yelken açtı. WWE'nin OVW ile olan altyapı anlaşması bittikten sonra yine oraya geçti. Son olarak 2010'da WWE'nin yeni altyapı promotionı Florida Championship Wrestling'e geçti. WWE'nin sıkı kurallarını biliriz. Eğer bir isim yeteri kadar iyi performans sergileyemiyor ve etkili olamıyorsa çok üzerinde durup bünyesinde barındırmazlar. Sandow için bu durum çok farklıydı. WWE ısrarla onu alt yapısında bulundurmaya devam etti. FCW'da yeni jenerasyonun en yetenekli isimleri ile birlikte mücadele etti. Kendisi de bizzat bu jenerasyona dahil oldu. Burada Titus O'neill ile birlikte Tag Team Champion olmayı başardı. Şampiyonluğu Pro Wrestling efsanesi Ricky Steamboat'un oğlu Richie Steamboat ile tag team olan Seth Rollins'e kaybettiler. Bu bahsedilen isimler ileride WWE'de çokça anılacaktır. 

     FCW'da, Seth Rollins ile olan maçları her zaman ilgi görmüştür. İki güreşçinin de harika ring içi performansının ekmeğini yemeye şimdiden başladı WWE. Sandow canlandırdığı entellektüel, bilgin kişiliği ve kendini beğenmişliği ile tamamen klasik bir heel durumunda. Herkesten çok şey bildiğini ve herkesten iyi olduğunu iddia eden Sandow seyirciden reaksiyon almaya başladı bile. FCW'da iyice pişen Sandow'un, Smackdown debut vignetteleri doğruyu söylemek gerekirse çok fazla ses getirmemişti. Mayıs ayında debut yapan Sandow'un ilk rakibi Derrick Bateman olacaktı. Olacaktı ancak kendisi bunu reddetti. Sandow'un itirazı üzerine Ryback ile maç yapan Bateman muhtemelen hayata küsmüştür. Bateman'dan sonra Yoshi Tatsu'yu da reddeden Sandow iyice gimmick'inin hakkını vermeye başlamıştı. Birçok güreşsever gibi benim de dikkatimi artık çekmeye başlamıştı bu sıralar. Mikrofon eline yakışıyor ve gerçekten çok iyi promo kesebiliyordu. Tatsu, Sandow'a korkak tavuk benzetmesi yaparak deli damarına bastı. Kısa sürede Tatsu'yu alt eden Sandow ringdeki duruşunu da biraz göstermiş oldu.

     Haziran'ın başında ise Ezekiel Jackson'ı yeniyor ve seyirciler üzerindeki reaksiyonunu iyice artırıyordu Sandow. Artık bazı taşlar yerine oturmaya ve üzerinde konuşulmaya başlanmıştı. Sandow WWE'nin yine büyük heel'larından biri olabilir miydi ? Son olarak Hornswoggle'a bulaştıktan sonra Tyson Kidd'den tepki gördü ancak onu da alt etmeyi başardı. Artık demin sorduğum soruya daha sağlıklı yanıt vermeye başlayabiliyoruz. Ryback'i çıkartıp yerel güreşçiler ile tatmin ettiren WWE, Sandow'a kısmen daha büyük isimler üzerinde üstün kıldırıyor. Bu da Sandow için ileride önemli birşeyler planlandığına bence bir örnek. Ring içi iyi, gerisi vasat olan Tyson Kidd ile ufak çaplı ve üstün çıkacağı bir feud'a başlayabilir Sandow.

     Birkaç ay sonra onu çok daha farklı yerlerde görebiliriz. WWE'nin son yıllarda patlattığı sağlam heel'lar olan Sheamus ve Alberto Del Rio gibi isimlere bir yenisi daha eklenebilir. Christian, Daniel Bryan gibi isimler ne kadar yetenek ve potansiyel olarak üst düzey olsalar da hep eksik bir tarafları olduğunu düşündüm, Main Eventer duruşu. Yeni gelen bir güreşçide bunu aramak biraz abartı olabilir. Eğer o kişi bunu baştan size gösterdiyse çok büyük saygı duyulması gerekir. Damien Sandow böyle bir isim. Ring'deki duruşu ve performansının yanına etkileyici mikrofon yeteneğini de ekleyince oldukça potansiyelli bir güreşçi karşımıza çıkıyor. Üstelik Pro Wrestling'de 10 yılı devirmesine rağmen sadece 29 yaşında. Şimdiden itibaren rahat 10 yıl ortalarda görünebilir. WWE'nin Sandow inadı meyvelerini sonunda veriyor. Eğer işler istenildiği yönde giderse önümüzdeki yıllarda Damien Sandow'un adını sıkça yükseklerde duyabiliriz. Hallelujah!

11 Haziran 2012 Pazartesi

Tecrübe vs Dinamizm

     Bir kosede, 38 yasinda bir Intercontinental Champion. Kimilerine gore gercekten cok ust duzey bir guresci, kimilerine gore ise iyi ancak bir Alex degil Christian. Diger koseye baktigimizda ise piril piril bir genc var. Henuz 26 yasinda, bir onceki sampiyon Cody Rhodes. 

Christian, Kanada'nin en buyuk gurescilerinden biri. Suphesiz cok yetenekli, tecrubeli bir isim. WWE ve TNA'de ana kemer almayi basarip Triple Crown ve Grand Slam Champion unvanlarinin da sahibi Christian. Kendi ailesi kadar ona yakin olan Edge ile birlikte Pro Wrestling macerasina atildilar. Onlar kadar samimi dostlarin hayallerini bu derece gerceklestirip, Dunyaca taninmak cok muazzam birsey olmali. Edge and Christian gelmis gecmis en iyi Tag Teamlerden biriydiler. 2005'te TNA'e gidip, TNA seyircilerinin de saygisini kazanmayi bildi Christian. Bu aslinda WWE ile olan iliskisini kismen zedeledi. Tekrar WWE'ye dondugunde ise ECW brand'inde yer aldi. Bu ECW, bizim bildigimiz efsane ECW'nun tirnagi olamazdi tabiki. ECW'nun tamamen tarihe gomuldugu(!) gece ECW sampiyonlugunu Ezekiel Jackson'a kaybetti. Daha sonra NXT'nin tek düzgün sezonu olan 1. sezonda Heath Slater'ın prosu olarak boy gösterdi. En büyük patlamayı ise Edge'in emekliliğinden sonra boşa çıkan World Heavyweight Title'ı kazanarak yaptı. Bu WWE kariyerindeki ilk ana kemeriydi. İsim olarak en büyük patlama bu sayılabilir ama benim gözümde Edge and Christian efsane Tag Team dönemleri WHC'ten daha önemliydi.

     Kaybettiği kemeri tekrar kazanmayı başarıp hemen bir PPV sonra tekrar kaybedip sevenlerini çok üzmüştü. WWE'ye lanetler okuyorlardı sevenleri. Christian'ın WHC'a kadarki kariyeri oldukça iyidi ki üstüne 2 kez World Heavyweight Championship te eklendi. Kısmen hakettiğinin altında değer gördüğü düşünülen güreşçilerden biri Christian. Kişisel görüşüm Christian'ın şimdiye kadar hakettiğini aldığı yönünde. Büyük bir main eventer duruşu ve havası olduğunu düşünmediğimden Intercontinental ve United States kemerleri için biçilmiş kaftan. IC ve US'in üzeri ana kemerlerin altında bir noktada bence Christian. Tam bunları internet üzerinde tartışa dururken Christian Over the Limit'de sakatlıktan geri dönüp tam da istediğim pozisyona güreşmeye başladı. Over the Limit'de Battle Royal'ı kazanarak Cody Rhodes'un Intercontinental kemerine aynı gece No 1 Contender oluyordu.

     İşte tam burada diğer kahramanımız Cody Rhodes beliriyor. Christian ile aralarındaki yaş farkı, benim kardeşimle olan ve hep çok fazla dediğim yaş farkından bile daha fazla. Mentor - Rookie faktörü oluşturabilecek bir yaş farkı bu. Henüz 26 yaşındaki Cody'nin WWE'deki ilk mentoru Hardcore Holly oluyordu. O yıllarda Cody, geleceği parlak bir gençti. Babası, güreş efsanesi Dusty Rhodes'un ismi de tabi ki onun WWE'de biryerlere gelmesine etki ediyordu. Kemer veya pushtan ziyade WWE'de Rhodes soyadını iyi temsil ettiğinden kıymeti bilinecek bir gençti. Isınma devri hafiften geçerken 2008'de partneri ve mentoru Hardcore Holly'e ihanet ederek Ted Dibiase ile oldukça ses getirecek olan The Legacy'nin ilk adımı attılar. Randy Orton ile kurdukları ittifak ile iyice güçlendiler. Main event derecesine kadar çıkan Legacy'de, Cody Rhodes'un da gelişimi tam gaz devam ediyordu.

     Cody, 2008'de heel oldu ve bunu şuana kadar sürdürüyor. Genelde bu tip istikrarlı güreşçileri pek göremeyiz (çok üst düzey isimler dışında). Legacy, DX'ten aldığı büyük yaralar ve sonrasında süre gelen olaylar yüzünden dağıldı. Cody'nin partneri Ted Dibiase ve Randy Orton face turn gerçekleştirdiler. Cody ise hala heel'lığını sürdürdü. Dashing olarak biraz sinir bozucu bir şekilde karşımıza çıkan Cody'nin cezasını Rey Mysterio kesip burnunu kırıyordu. Ondan sonra ise maske takıp daha psikopatlaşan Cody, Undashing oluyordu Mysterio yüzünden. Mid Carder'lığın kitabını yazan Cody sonunda Ezekiel Jackson'ı yenerek Intercontinental Champion olmayı başarıyordu. Ring içi ve mikrofonda oldukça iyi olsa da bazen mikrofonda gimmick'ini çok abarttığını düşünenler de olmuyor değildi. Keza WWE yöneticilerinden bazılarının düşüncesi de bu yöndeydi. Cody, hepsinin üstesinden gelmeyi başarıp kemerini epey bir süre korudu. Sonunda Big Show'a bulaşınca, tam 236 gün sonra, WrestleMania 28'de kemerini ona kaybetti. Bir PPV sonra, Extreme Rules'ta ise tekrar geri almayı başardı.

     Artık No Way Out'taki iki kahramanımızın yollarının keşistiği zaman olan Over the Limit'e geliyoruz. Christian face olarak dönüp, Cody'nin Intercontinental şampiyonluğunu acımasızca elinden alıyordu. Tepeden düşme adamların gelip kemer alması bazılarının hoşuna gitmemiş olabilir tabi, ancak bu kişi Intercontinental için çarpışan Christian olunca akan sular durur. Christian'a bir dönem antipatim olmasına rağmen sonunda benden de cheer alıyordu. IC ve US Championship için mükemmel bir isim Christian. Ring içi belli bir seviyenin üstünde iki adamın maçı da gerçekten keyif veriyor izleyenlere. Bu ikilinin ki de tam anlamıyla tepeden düşme bir kemer maçı olup izleyiciyi tatmin etmeyi başardı. Christian gelip sadece kemeri almamış, aynı zamanda kemerin kalitesini de bir çıta daha yükseltmişti. Bu ikili arasındaki feud, Smackdown izlemek için iyi bir neden olabilir. Geride bıraktığımız son Smackdown'da Peep Show'da Christian'ın konuğu rakibi Cody Rhodes olacaktı ancak Cody, Christian'dan önce davranıp ringe geliyordu. Peep Show dekorasyonunu saygısızca yıkıp Christian'a seslendi. Christian gelip karşılıklı promo kesiştiler. Promoların kalitesi ortadaydı. Intercontinental'i tekrar bu seviyede görmek sevindirici oldu. İkili laflaşırken Dolph Ziggler gelip Christian ile olan maçına çıkıyordu. Şu durumda düşünebiliriz ki, No Way Out'ta Cody ve Christian arasındaki feud iyice gelişip araya 3. olarak Dolph Ziggler'da eklenebilir. Swagger ile Tag Team olaylarına girmektense Intercontinental feud'unda bir genç ve dinamik ismi daha görmek güzel olabilir. Money in the Bank'te Christian vs Cody Rhodes vs Dolph Ziggler maçına sanırım kimse hayır diyemez. No Way Out'taki maçı merakla bekliyorum. Genel olarak diğer maçlardan sönük kalacaktır ancak güzel bir performans sergileyeceklerine eminim. Bu feud'da Christian'ın tecrübesi ile Cody Rhodes'un dinamizminin keyfini sürmeniz dileğiyle.

13 Eylül 2011 Salı

Anket Sonucu : Triple H

     Blog'da yaptigim ilk anket, Night of Champions'da Triple H vs CM Punk macinin kazananini sormustum. Anket icin belirledigim sure bitti ve sonuclari buradan aktariyorum. Bekledigimden cok daha fazla katilim oldu. Tam 327 oy kullanildi. Katilanlara tesekkurler.

Sonuc;
Triple H : %55 - 183 oy
CM Punk : %44 - 144 oy

Kamikaze Türkiye'ye Geliyor

     Turkish Power Wrestling'in ilk buyuk hamlesi Low Ki olmustu. Sonradan izleyince gorduk ki ellerinde patladi. O bildigimiz Low Ki gibi degil siradan bir Indy gurescisi gibi performans sergiledi ve begenilmedi. Gelen yabancilardan digeri ise Tom La Ruffa oldu. Bursa'da ki gosteride bulundugu icin canli olarak izleme firsatim oldu ve gercekten performansini begendim. Joe E. Legend'a gecersek ise bir Indy gurescisinden cok daha fazlasi var onda. Turkiye'ye TPW organizasyonu kapsaminda gelmis en iyi yabanci Joe E. Legend'di, belkide simdiye kadar. 16 Ekim'de duzenlenecek olan show'da oyle bir isim geliyor ki, oyle tecrubeli bir isim geliyor ki, adini duymak bile heyecan verici. Tajiri!

     Tajiri Japonya'nin gelmis gecmis en buyuk gurescilerinden biri. CMLL, ECW, WWE ve CZW gibi ust duzey promotionlarda bulunmus tecrubeli bir guresci. Bu saydigim promotionlarin hepsinde kemer kazanmayi basarmis bir guresciden bahsediyoruz. Paul Heyman'in kesfettigi gurescilerin ne kadar iyi olduguna suphe yok. Tajiri de bunlardan biri. Paul Heyman'in bizzat kontrat yaparak aldigi Tajiri ECW'da 3 yil guresti. ECW'dan sonra 4 yil harika bir WWE kariyeri var. WWE'de World Tag Team, WWE Tag Team, United States, WCW Cruiserweight, Light Heavyweight ve 3 kez Cruiserweight Championship alarak oldukca taninmis ve isminden soz ettirmisti. Bu kazandiklarindan benim icin en anlamlisi ise Eddie Guerrero ile kazandigi WWE Tag Team Championship. Amerika'dan sonra bir gecelik gelmek disinda kontratli olarak guresmedi bir daha orada. Japonya'ya donerek kendi evinde en buyuk promotionlarda boy gostermeye devam etti. Finlandiya'da da guresen hatta main eventer olan Tajiri'nin siradaki duragi ise Turkiye olacak. Boyle ust duzey bir guresciyi izleme firsatini kesinlikle kacirmamalisiniz.

     TPW bunyesinde calistigim icin de getirilmesi planlanan gurescilerin ismi bana da geliyor. Tajiri'nin ismini duydugum anda zaten direkt olumlu baktim. Tajiri geliyor ve Murat Bosporus'un Intercontinental kemerine no 1 contender oluyor. Murat Bosporus'ta bircok ulkede guresmis oldukca yetenekli bir isim. Bu iki yetenegin mucadelesi mutlaka seyir zevki acisindan iyi olacaktir. Orada bulunup bu guzel gures etkinligini yerinde izleyecegim. Imkani olanlar da kacirmamali. Bu seferki organizasyonun tek farki digerleri gibi bir salonda degil de AVM'de olacak. 300 VIP bilet disindakiler ucretsiz. Umarim daha onceki imza gunleri gibi karmasik bir ortamda olup tadimiz kacmaz.

27 Ağustos 2011 Cumartesi

Şanssız Dominant Mark Henry

     Bahsettigimiz adam tam 180 kilo. Boyu ise 1.93. Bircogumuza gore dev bir adam bu. Kesinlikle irkci degilim ama boyle boyutlarda bir siyahi, beyazdan cok daha fazla korkutucu gorunuyor. Mark Henry suan Smackdown'in Main Eventer adaylarindan biri. Randy Orton'in World Heavyweight title'ina No 1 Contender. Bunu son yillarda ne kadar cok istedim bilen bilir. Mark Henry her zaman sempati duydugum superstarlardan biri olmustur. Ben ne kadar sempati duysam da o her zaman goz ardi edildi. Her zaman yanlis bir terim olabilir ama genelde bir parlayan bir dusen superstarlarda zirveye yarisiyor eski halterci Henry.

     Mark Henry'nin WWE kariyeri suan aktif bircok superstardan eski. Tam 15 yildir WWE'de guresen Mark Henry, kariyerinde sadece 2 kez kemer kazandi. Kazandi ? Pardon. 1999'da ki European Championship ona Jeff Jarrett tarafindan "hediye" edilmisti. Digeri ise Night of Champions 2008'de ECW Champion Kane ve Big Show'un bulundugu Super Heavyweight Triple Threat macta aldigi ECW sampiyonluguydu. Son yillarda cok etkili oldugunu kimse iddia edemez. Heel olarak izleyicinin benimsedigi Mark Henry, 2009'da RAW'a draft olarak Randy Orton'a karsi Gauntlet Match'de son adam olarak face turn yapmisti. O zamandan 2011'e kadar Mark Henry dominantlik beklenip en etkisiz olan adamlarin basini cekebilirdi. MVP ile takim olup kirmizi kirmizi takilan Henry gulucukler sacarak "Ben face'im beni sevin" tavirlari takiniyordu. Ring icinde anlik dominantliklari ise izleyiciyi tatmin etmiyordu. Henry o kadar antipatik olmustu ki artik ben bile onu izlemekten, gormekten hoslanmiyordum. 2009'da gittigim bir RAW'da onumde dikilip kirmizi kiyafetleriyle siritmasi sinirime dokunuyordu. Bundan once de Sexual Chocolate gimmick'i ile face olmustu. Face olmak Mark Henry'e yakismiyor. Bazi superstarlara yakismaz, yani olmaz oyle iyi cocuk halleri. Mark Henry'nin suphesiz WWE'deki ilk buyuk aktifligi Nation of Domination ile oldu. The Rock, Farooq gibi buyuk isimler ile birlikte ayni stable'da bulunma onuruna kavustu. 

     Sexual Chocolate ve devaminda ki birkac gimmick'i tamamen rencide edici, utanc verici tiplere soktu Mark Henry'i. Mark Henry'de aradigini bulamayan WWE, onu altyapilari sayacagimiz OVW'e yolladi. Orada pismekte olan Henry farkli bir aksiyon aradi ve Arnold Strongman Classic'e katildi. Dunya'nin en guclu adamlarinin toplandigi bu yarismanin ilki duzenleniyordu ve Mark Henry rakiplerini alt etmeyi basarip gureste World's Strongest Man ismini aliyordu. Eger bu yarismayi izlerseniz Mark Henry'nin bir WWE gurescisinden, gercek manada cok daha guclu oldugunu goreceksiniz. Halterde bir Olimpiyat madalyasi kazanamasa da Dunya'nin sayili en guclu adamlarindan biri olmayi basariyordu. Bu basaridan sonra Mark Henry ne yaptiysa basina hep sakatlik problemleri geldi. 2006'nin baslarinda ilk defa World Champion olma sansina cok yaklasmisti ki Kurt Angle hayallerini yikan isim oldu. Ayni sene Mark Henry iyice aktif olmaya baslamisti. Daha buyuk isimler ile maclar yapiyordu. Bunlarin en buyugu ve sanirim tum kariyerinin en buyugu olarak adlandirabilecegimiz, The Undertaker ile WrestleMania 22'de yaptigi Casket Match'di. WrestleMania serisini Henry'e de bozdurmayan Undertaker yoluna devam etti. Ayni sene World Heavyweight Champion Rey Mysterio'yu kemersiz bir macta yenmeyi basardi. Ardindan Kurt Angle ile bir sure feud'a girdi. Batista ile de munakasa yasadiktan sonra sakatlanarak bir sure ara verdi.

     Geri geldiginde ise buyuk birsey yapmisti. The Undertaker vs Batista'nin Steel Cage macinin ardindan sampiyon Undertaker'a saldirip Edge'in Money in the Bank kontratini kullanmasini sagladi. Sonunda ne mi oldu ? Edge yeni World Heavyweight Champion. Daha sonralari Kane, The Undertaker gibi isimlerle feud'a girdi ve eline yine birsey gecmedi. 2008'de ECW'ya geldi ve direkt push alarak ilk PPV'de ECW Champion olup ilk basarisini elde etti. 2. kemerini neredeyse 10 yil sonra kazanmisti. 2009'da WrestleMania 25'te Money in the Bank'e katilmis ancak eli bos donmustur. Yine ayni sene klasik olarak Draft'in bir parcasi olup RAW'a geldi. RAW'a geldigi gun Evan Bourne ve Jack Swagger ile birlikte Gauntlet Match'de Randy Orton'in rakibi oluyordu. Son rakibi Henry'di. Henry guresmek istemedigini degisik bir dille soyleyip ring kenarina geldi. Hakem sayarken seyirciler boo cekiyordu. Birden Henry, hakemin elini kavradi ve sevecen bir ifade ile hayir isareti cekti. Henry uzun yillar sonra ilk defa face oluyordu. Bu tabiki amacsiz ve basarisiz bir doneme girdiginin gostergesiydi. Face olarak MVP ile tag team olup basari yakalayamadilar ama renk kattilar diyebiliriz bir sureligine. Ardindan NXT'de gorundu Pro olarak. Bu vasat zamanlardan sonra 2011 yilinda Draft ile Smackdown'a gecti.

     Artik draftlarda onun yer degistirmesi alisilagelmis birseydi. Smackdown'a gecti mavi t-shirt'u giydi. Sevimli duruyordu acikcasi. Draft gecesi ciktigi 3vs3 macta takim arkadaslari John Cena ve Christian'a saldirarak tekrar ozlenen ve beklenen heel Mark Henry oluverdi. Yalniz bu sefer bir fark vardi. Henry yillardir kilolari ile problem yasamisti. Artik inanilmaz bir diyete girmis ve calismalarini artirmisti. Gun gectikce daha cok kilo veriyor ve ringde daha aktiflesiyordu. Ayni Henry'nin bir sene onceki maci ile suanki bir macini izlerseniz farki kolaylikla algilarsiniz. Mark Henry artik cok daha aktif ve hizliydi. No 1 Contender olacakmis gibi bir hava verse de oyle olmadi. Derken, Mark Henry 2011'in en iyi pushlarindan birini aldi. Oncelikle World's Greates Athlete Big Show'u kelimenin tam anlami ile yok etti. Ardindan ayni sekilde Kane'i hastaneye yolladi. Daha sonra ise Vladimir Kozlov'u. WWE'nin en dominant gucu olmayi tekrar basardi ve bu sefer kemer sansi kariyerinin hicbir aninda olmadigi kadar fazla. Uzerinden harika promolar cevrildi. Etrafi dagatti. Steel Cage'i parcaladi. WWE calisanlarini hirpaladi. Ozledigim Henry'e sonunda kavustum. Dominant Henry en son Sheamus ile SummerSlam'de kapisti ve count-out ile maci almayi basardi. Tipik, heel'larin yaptigi gibi firsatcilik ile count-out'la degil tamamen kendi gucu ile Sheamus'i bariyerlere gomerek maci kazandi. Henry, Smackdown'in kuskusuz suanki en dominant adami. En son Smackdown'da ise Sheamus'a yenilmesine ragmen mac sonunda yine ustun gelmeyi bildi. Karsi konulamaz bir guc olarak yoluna tam gaz devam eden Henry'nin siradaki rakibi World Heavyweight Champion Randy Orton.

     Eger kemeri almayi basarirsa, WWE'nin son zamanlarda gordugu en dominant sampiyonlardan biri olmus olacak. Artik farkli sampiyonlar gormek isteyen seyirciler sanirim bunun olmasini isteyebilir. WWE'nin en tecrubeli isimlerinden biri olmasina ragmen simdiye kadar sadece 2 kemer kazanabilip yazinin basliginin boyle olmasina neden oldu Henry. Sanirim artik vakit, Domination vakti!

25 Ağustos 2011 Perşembe

Bret Hart İmzalı DVD Fırsatı

     Sonunda ben de bir Twitter hesabi actim. Az once Bret Hart'in bir tweet'inden dolayi bu konuyu aciyorum. Bret Hart imzali DVD'si icin son 7 gun, hemen siparis edin diyordu Bret Hart. Sitesine girip baktigimda "Wrestling With Shadows 10th Anniversary Edition and The Life and Death of Owen Hart" oldugunu gordum bahsedilen DVD'nin. Bret Hart'in, Vince McMahon ile olan olayini ve Owen Hart'in hazin hikayesini anlatan harika bir DVD. Bret Hart imzali olmasi ise cabasi. Her ne kadar elime gecmesine imkan tanimasam da siparis ettim DVD'yi. Kargo kisminda Turkiye seceneginin olmasi beni sevindirdi. Ayrica Bret Hart bir kod veriyor ve bu kod ile 1$'lik indirim oluyor. Tam fiyati kargo dahil 35$ oluyor. Her ne kadar gercekten elime gecmeyecegini dusunsem de kaybim bu olacak. Eger elime gecer ise Bret Hart imzali harika bir DVD'mi arsivime koyacagim. Eger siz de sansinizi denemek istiyorsaniz asagidaki linklerden herseyi halledebilirsiniz.
NOT : Eger buradan gorupte siparis verirsiniz ve DVD elinize ulasmaz ise ben sorumluluk kabul etmiyorum. 


ürün : http://brethart.com/store/itemview.php5?itemid=4037
indirim kodu : SHADOWSDVD

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Kevin Nash is Back! - Alberto Del Rio is Undisputed WWE Champion

     "Wait a minute.. OMG.. Who the hell.. Who the hell is that ? Ke..Ke.. Kevin Nash!" 


     CM Punk haksiz bir sekilde de olsa Undisputed WWE Champion olduktan sonra Kevin Nash ringe geldiginde Michael Cole tam olarak bunlari soylemisti. O anda ben "Obaa.. obaa.. obaa" demekten bu sozleri duymamistim tabiki. Tekrarini izledikten sonra anca farkina vardim. Gece gece oyle sesimi yukseltmisim ki ev halkinin uyanmasina neden oldum. Bu olay oyle bir olay ki, iyi giden SummerSlam'in, kural disi sekilde Punk'in kazanmasi ile bitmesinin ardindan hepimizi ayaga kaldiran bir olay. Mac o sekilde bitince umarim benim gibi bircok kisi de "hayir, boyle bitmemeli" demistir. CM Punk ringe geldiginde, Triple H elini uzattigi anda muhtemelen hepimiz bir Pedigree bekledik. Cunku bu sekilde bitmemeliydi harika ilerlemis olan SummerSlam. Pedigree gelmedi. Ustune ustluk Triple H centilmence sampiyon Punk'in elini havaya kaldirip seyircilere sunuyordu. Alkislar esliginde ringi terkeden Triple H beni o anda hayal kirikligina ugratmisti. Ardindan CM Punk turnbuckle'a cikip sevincini kutluyordur ki...!! Dev bir adam ringde belirdi. Anin saskinligi ve heyecani ile onun Kevin Nash oldugunu anlamak birkac saniye surdu. Yada o bir saniyelik an bana daha uzun geldi. Iste tam o anda Michael Cole ilk basta yazdigin seyleri soyledi. Matt Striker da orda olsa nasil olurdu hayal etmesi bile guzel. CM Punk arkasini dondugu anda Kevin Nash, Clothesline ile ilk darbeyi vurdu. Herkes olayin sokundayken, Nash, Punk'i yerden kaldirdi ve Jackknife Powerbomb ile devre disi birakti. CM Punk yerde yatarken, Kevin Nash ringi terkediyor ve Triple H saskinlik ile ringe dogru geliyordu. Triple H'in suratinda olumsuz bir ifade vardi. Bilmeyenler icin, Triple H ve Kevin Nash, Attitude Era oncesi The Kliq stable'inda birlikteydiler. Herkes "What da hell" seklinde olanlara bakarken herseyin bu kadarla kalmadigi ortaya cikti.

     Benim bile olayin saskinligi ile aklima gelmeyen o anda Alberto Del Rio yaninda hakem ile RAW Money in the Bank briefcase ile cash-in yapmaya geliyordu. Alberto Del Rio, WWE'ye geldigi sureden bugune dek oldukca basarili bir grafik cizdi. Oyle ki, Wrestling Observer Newsletter'dan 2010 yilinin en iyi gimmick'i odulunu aliyordu. 2011'e ise Royal Rumble winner olarak baslayip firsatini WrestleMania'da tepiyordu. Ardindan diger bir firsat olan Money in the Bank'i kazaniyordu. SummerSlam gelene dek hicbir kemer kazanamayan Alberto Del Rio sonunda patlamayi yapiyordu. Cash-in isareti yapiliyor ve Alberto Del Rio hizli bir Enzuigiri ile Punk'i yere gomup pin yapiyordu. 1..2..3..! Alberto Del Rio yeni WWE Champion. Top heel olarak bu firsati degerlendirip sonunda kemere ulasiyor Alberto. Sadece bununla da kalmayip, bundan once olan butun herseyle SummerSlam benden tam puani almayi basariyor. Fanatizm yonu ortaya cikip tekil gurescilerin basarisizliklarindan dolayi SummerSlam'e berbat! rezil! diyenleri ise kiniyorum. Eger Pro Wrestling izliyorsaniz fanatizminizi icinizde yasamalisiniz. Eger X guresci kazandi, Y guresci kaybetti, bu nasil is, rezaletti seklinde konusursaniz FOX bebesi diye hitap edilen kesimden farkiniz kalmaz. Konuya donersek ise, WWE tam bekledigim gibi vasat 2010 yilinin ardindan bomba gibi bir 2011 yili geciriyor. Ozellikle CM Punk'in promosu ile baslayip suana kadar gelen sure icinde coktan buyuk kuskunluklerimizi unutturdular. Cok elestirilen ve sevenlerinin Pro Wrestling'den anlamiyor ilan edilen John Cena bile inanilmaz bir performans sergiledi dunku macta. Wrestling Observer Newsletter'dan Money in the Bank'te ki maclarinda 5 Star match unvanini alan John Cena vs CM Punk'a, dunku mactan dolayi da bir 5 Star daha gelmesi mumkun.

     Sonuc olarak Kevin Nash geri geldi. Alberto Del Rio yeni WWE Champion. Kevin Nash'in ise neden boyle birsey yaptigi konusunda birkac ihtimal var. Alberto'nun korumasi mi, yoksa Stephanie mi onu bunu yapmasi icin ikna etti, yoksa cok daha ayri birsey mi ? Bunun cevabini muhtemelen bu gece RAW'da alacagiz ve bu son paragrafin onemi kalmayacak. Oyle yada boyle bu iki buyuk olay geceyi harika bir sekilde kapatmamiza ve yatagimiza mutlu girmemize neden oldu.

13 Ağustos 2011 Cumartesi

CM Punk'ın Değeri

     Son zamanlarda bir CM Punk firtinasi aldi basini gidiyor. Neden boyle oldu ? CM Punk'in WWE acisindan onemi ne ? Bu yazida bunu inceleyecegim. 

     Oncelikle CM Punk kimdir ? Kendini ROH'ta tanitmaya baslayan. TNA'de gelistiren. WWE'de ise en ust noktaya cikan bir guresci. WWE yerine TNA'i secmedigi icin oldukca sansli olmali. 2005'te 9 ay Ohio Valley Wrestling'de egitildikten sonra 2006'da WWE'ye bagli olan ECW brand'ine debut yapiyordu. Ayni ondan 4 yil once RAW'a draft olup debut yapan Randy Orton'in gibi debut'unda Stevie Richards'i yeniyordu CM Punk. ECW debut'undan 5 ay sonra Survivor Series'te Hardy Boyz ve DX ile 5 vs 5 maca cikti ve hicbir elenme olmadan maci kazandilar. O macta Triple H'in, Punk'i WWE'nin gelecegi olarak seyircilere tanitmasi ilginc bir ayrinti. 2007'de ECW Champion oldu. 2008'de Mr. Money in the Bank olup ilk kez World Heavyweight Champion olmayi basardi. Ardindan Kofi Kingston ile World Tag Team Champion oldu. 2009'da once Intercontinental Champion oluyordu, ardindan da tekrar Money in the Bank kazanan Punk seneye adini altim harflerle yazdiracakti. Extreme Rules'ta Jeff Hardy'nin daha yeni kazandigi WHC kemerine cash'in yaparak hem harika bir heel turn yapiyordu hem de bana gore gelmis gecmis en iyi cash-in'e imza atiyordu. Boylece 2. kez WHC oldu. Night of Champions'ta kemeri kaybedip SummerSlam'de geri aliyordu. 3. kez de World Heavyweight Champion oldugu 2009 yilinda W.O.N'un yilin feud'u ve en iyi gimmick odullerini aliyordu. Bu guzel seylerin ardindan ise oldukca sacma bir senaryoya dahil oldu. Luke Gallows, Serena ve Joey Mercury ile birlikte S.E.S olarak bir sure devam etti. S.E.S bittikten sonra ise akilda kalan tek etkinligi Nexus'in lideri olmasiydi. Bir sure sonra bu da yalan oldu.

     Iste tam bu noktada CM Punk'in, John Cena ile arasinda olan olaylar patlamak uzereydi. Kontratinin bitmek uzere oldugu zamanlarda artik herkes Punk gidecek mi kalacak mi sorularini birbirlerine soruyordu. Money in the Bank PPV tam da onun kontratinin bittigi geceye denk geliyordu. Ayrica daha buyuk bir nokta ise bu ppv'un CM Punk'in sehri olan Chicago'da yapilacagiydi. Bunlar bile orada guzel seylerin olacagina isaret iken, Punk internet yoluyla o gece orada cok iyi seyler olacak diyordu. MITB'den once CM Punk oyle birsey yapti ki, suan bu yaziya konu oluyor. Stone Cold devrinden sonra ilk defa biri Vince McMahon'a bu derece sert karsi cikmisti. Daha sonra Money in the Bank'te WWE kemeri ile WWE'den ayrildi ve sonrasinda Triple H'in ele aldigi yeni yonetim sayesinde tekrar geri alindi.

     Bu olaylarin onemi ne peki ? Stone Cold'un Attitude Era'da, WWE'nin reytinglerinin en yuksek oldugu zamanlarda Vince McMahon'a neler yaptigini hepimiz biliyoruz. Guresci olmamasina ragmen Vince ile Stone Cold arasindaki bu feud gelmis gecmis en iyilerden. Stone Cold'dan sonra Vince McMahon'a kafa tutanlar oldu. Bunlarin en buyugu DX'ti. Onlarin da yaptiklari hep sakaydi. Saka ile Vince'e eziyet ediyorlardi. CM Punk ile aralarindaki fark ta bu. CM Punk'in, Vince ve WWE'yi yerin dibine soktugu efsane promo o kadar gercekciydi ki, bir an beni bile acaba ? demeye zorladi. Bu promo o kadar muazzamdi ki bircok efsane guresci bile bunun gelmis gecmis en iyi promo oldugunu soyledi. Bu tip promolar gures tarihinde cok nadirdir ve izleyenlerin tuylerini diken diken eder. Promo sonrasi da Vince McMahon ile yuzlesen CM Punk, inanilmaz basarili sekilde sergiliyordu yazilanlari. Bu iste bu kadar iyi olan birine yeni kontrat ayarlamamak yapilacak en aptalca sey olurdu. WWE Universe'in en sevdigi ama ayni zamanda en sevmedigi superstarlardan biri olan John Cena'yi cheer'larda bastirmayi basardi Punk. Ozellikle Money in the Bank'te gerceklestirdigi entrance son yillarin en iyilerinden di. Tipik olarak John Cena, Randy Orton disinda bir guresci ilk defa bu kadar iyi cheer aliyordu son zamanlarda.

     CM Punk'in birden WWE'nin zirvesine oturmasinin WWE acisindan onemine gecersek ise ilk olarak reyting diyebiliriz. Herkes CM Punk'in ne kadar iyi bir guresci oldugunu biliyordu ve onun harcandiginin farkindaydi. Her gittigi sehirde illa ki destek alan bu guresciyi hakettigi yere koymalari uzun zaman aldi. WWE, Punk'in farkinda degildi demek yanlis olur ama neden onu kemerden uzak tuttular anlamak mumkun degildi.  WWE icin iyi bir reyting faktoru olmasinin disinda gercekten de sirketin kalitesini artiran bir guresci Punk. Son yillarda WWE'nin yaptigi anlamsiz ve reyting dusuren senaryolardan dolayi bazi izleyiciler TNA'e yoneldi. Ardindan ise TNA, WWE'den daha kaliteli demeye basladilar. CM Punk ise artik butun dikkatleri WWE'ye ceken ilk adam oldu. Yeni devri baslatan adam olan CM Punk'in WWE acisindan onemini de anlamis oluyoruz boylece. Ondan sonra olan bircok guzel olay ve mac ise hepimizi tatmin ediyor. WWE buyuk bir yukseliste ve bunun ana sebebi CM Punk. Tabiki boyle guzel bir senaryo yazan booker'lari da tebrik etmek lazim. CM Punk suan icin WWE'nin zirvesinde ve sirketin en onemli adami. SummerSlam'de Cena'nin mi yoksa Punk'in mi gercek WWE Champion olacagini gorecegiz. CM Punk kaybetse bile artik birkac yil boyunca hep zirvede olacaktir.

11 Ağustos 2011 Perşembe

Made in Canada! - En iyi Kanadalılar (Bret Hart)

Pro Wrestling dunyasina bircok deger kazandirmis yegane ulkelerden biridir Kanada. Kendisi de Kanadali olan Joe E. Legend'in, roportajimda kullandigi gibi The Great Nation Canada'dan cikan en buyuk gurescilerin birkacina goz atacagiz.

Bret "The Hitman" Hart

     Sanirim gures seyircilerinden olusan bir topluluga, "En iyi Kanadali guresci kim ?" diye sorsaniz, bircogundan alacaginiz yanit Bret Hart olurdu. Meshur Hart Family'nin en populer ve gures tarihine en buyuk etkiyi birakmis uyesi Bret Hart, babasi Stu Hart'in promotion'i Stampede Wrestling'de bu yolda ilk buyuk adimi atmis oldu. Ardindan Dunya'nin en buyuk gures ulkelerinden Japonya'da guresti. Japonya'da iyice pistikten sonra 1984 senesinde kariyerinin en iyi zamaninlarini gecirecegi WWF'e geldi. WWF'de ilk buyuk adimi Jimmy Hart'in menajerligini yaptigi ve akrabasi Jim Neidhart ile birlikte gurestikleri The Hart Foundation ile atti. Bret Hart, The Hart Foundation ile 2 kez World Tag Team Championship kazandi. Hart Foundation ile yola devam ederken diger yandan da single kariyeri icin buyuk adimlar da atiyordu. Bret Hart artik adim adim daha buyuk bir guresci oluyordu. 1991 yili Bret Hart icin cok onemliydi. Suan pek onemi kalmayan ancak gecmiste buyuk gurescilerin onu elde etmek icin buyuk kapismalara girdigi Intercontinental kemerini ilk defa kazaniyordu Bret. SummerSlam 1991'de Mr. Perfect ile belki de SummerSlam tarihinin en iyi macini yapip kemere uzanmisti. Hemen ardindan King of the Ring turnuvasini kazaniyordu.

     1992 yili ise Bret Hart'in uzanabilecegi en iyi noktaya ilk uzandigi yildi. Ilk once tekrar Intercontinental Champion oluyordu ardindan ise Ekim ayinda WWF Championship'i kariyerinde ilk kez kazaniyordu. 6 ay kadar kemeri elinde tasidiktan sonra bir diger efsane olan Yokozuna'ya WrestleMania 9'da kaybetti ve sampiyonlugu sona erdi. Ayni gece kemer Hulk Hogan'a gecti. Kemeri kaybetmesine ragmen 1993 yilinda King of the Ring'i tekrar kazanarak 2 yil ust uste bu turnuvayi kazanan tek guresci oluyordu. Ayni sene yilin gurescisi odulunu kazanan Bret Hart artik kariyerinin zirve noktalarina geldiginin farkindaydi. 1994 yilinin daha henuz basinda Royal Rumble'i kazanarak yine bomba gibi basliyordu Bret Hart. Aslinda Lex Luger ile cifte kazanani vardi o seneki Royal Rumble'in. O senenin WrestleMania'si olan WrestleMania 10'da Yokozuna'yi, Main Event'te yenerek 2. kez WWF Champion oluyordu. Bir sonraki sene Survivor Series'te 3. kez WWF Champion oluyordu. 4 ay sonra WrestleMania 12'de onu yenen guresci, gelmis gecmis en buyuk feud'lardan birine birlikte imza atacaklari Shawn Michaels'di. Bu harika 60 min. Iron Man Match uzatmalara gitmis ve orada kaybetmisti Bret. Onemli bir bilgi olarak, bu Iron Man match, WWF/E tarihinin bu turde yapilan ilk maci olmustu.

     Bu olanlardan 1 yil sonra Shawn Michaels'in birkez daha kazandigi kemer vacant olacak ve Bret Hart 4. kez bu kemeri kazanacakti. Her zaman basariya ac Bret, The Undertaker, Stone Cold ve Vader'i four-way bir macta yenmeyi basarip ta kemere ulasmisti. Kemer 1 gece sonra Sycho Sid'e gecti. Ondan sonraki kemer sahibi The Undertaker ile SummerSlam 1997'de karsilasiyordu Bret Hart. Bu WWF Championship macinin onemi buyuktu. Eger Bret Hart kemeri kazanamazsa bir daha Amerika'da guresemeyecekti. Hakemin Shawn Michaels oldugu bu dev macta 5. kez WWF Championship olmayi basariyordu Bret Hart. Bu onun son WWF kemeriydi ancak son sampiyonluk maci degildi. Iste o dillere destan, dev Montreal Screwjob icin Survivor Series'e gidiyoruz. Sampiyon Bret Hart, no 1 contender Shawn Michaels. Bret Hart ile iliskisinin oldukca karmasiklastigi ve artik birseylerin olacaginin sinyallerini veren Vince McMahon inanilmaz birseye imza atiyordu. Mac normal sekilde devam ederken Shawn Michaels, Bret Hart'a Sharpshooter bagliyor ama ortada birsey yokken hakem Earl Hebner maci submission olarak HBK'e veriyordu. Hemen ardindan hakem ve Shawn Michaels ringi terkediyordu. Ring disinda bulunan ve olaylarin keyfini icinden suren Vince McMahon'in suratina koca bir tukurugu yolluyordu Bret Hart. Bu feud, kardesi Owen Hart ile olan feud'unu sollayip, Bret Hart'in en iyi feud'u oluyordu.

Montreal Screwjob ile ilgili ayrintili bilgi icin : http://www.progures.net/makaleler/5-gures-makaleleri/319-pro-wrestling-incidents-boeluem-1-montreal-screwjob.htm#axzz1Ue6wd4OF

     Bu olaydan sonra WWF'den ayrilip WCW'nun yolunu tutan Bret Hart burada 3 sene gecirdi. WCW'da gecirdigi bu 3 sene boyunca basarisini devam ettirmeyi hep basardi. 4 kez United States Heavyweight, 1 kez Goldberg ile World Tag Team Championship, 2 kez de WCW World Heavyweight Championship kazanan Bret Hart kalitesini burada da gosterdi. WCW'dan sonra 2006 yilinda WWE Hall of Fame'e giren Bret Hart, Vince ile aralarindaki baglarin cok ta ucurum derecesinde olmadigini gosterdi. Bundan yillar sonra 2010'da Bret Hart 13 yil aradan sonra ilk defa WWE'de ringe cikiyordu. Shawn Michaels ile deyim yerindeyse helallesen Bret Hart'i, Vince McMahon birkez daha satiyordu. Vince McMahon ile feud'a giren Bret Hart, WrestleMania 26'da ailesinin de destegiyle galip geliyordu. Ardindan The Miz'i yenip U.S. Champion olan Bret Hart boylece son kemerine de ulasmis oluyordu. Daha sonra 1 aylik bir RAW GM'likten sonra John Cena'nin SummerSlam'de Nexus'a karsi cikardigi takimda yer aldi. Bunlardan sonra pek aktif olmayan Bret Hart'in WWE kontrati da bitiyordu. Boyle harika bir kariyere sahip Bret Hart, En iyi Kanadalilar yazimin ilk gurescisi olmayi basardi.

DEVAMI GELECEK!!.. Diger en iyi Kanadali Guresciler eklenecektir..

Enes Gönenç - Joe E. Legend Röportajı

Öncelikle röportaj teklifimi geri çevirmediği için tecrübeli güreşçi Joe E. Legend'a teşekkür ederiz.

Enes Gönenç : Türk güreş seyircisi hakkında ne düşünüyorsun ?

Joe E. Legend : Türk seyirciler bence harika. Gürültücü, tutkulu ve bu işe kendilerini vermişler. Yaptığım işi daha eğlenceli kılıyorlar.

Enes Gönenç : Murat Bosporus, Batdal ve Soldier senin TPW'daki rakiplerindi. Hangisi daha zorluydu ?

Joe E. Legend : Uluslararası tecrübelerinden dolayı Murat Bosporus diyorum. TPW'da kemeri kazandı, bunun için yeterince iyi olmalı.

Enes Gönenç : Türk seyircilerin sana verdiği tepki inanılmaz. Özellikle şişe fırlatılması enteresan. Tabiki bunlar senin heel başarından kaynaklanıyor. Türkiye'de heel olarak güreşmek nasıl bir duygu ?

Joe E. Legend : Heel olmayı seviyorum ve çocukken güreş izlerken hep heel'ları severdim. Güreşçi olmaya karar verdiğimde hep yapmak istediğim şeydi.

Enes Gönenç : Amerikan ve Avrupalı güreş seyircisi arasındaki farklar neler ?

Joe E. Legend : İnternete göre değerlendirirsek pek fark yok. Ama gerçekte, Avrupa taraftarları...GERÇEK taraftarlardır. Amerikalıların patlayan flaşlar ve Hollywood mantığına karşın Avrupalılar daha bağlılar güreşe. Avrupalılar yetenekli insanları güreşirken izlemeyi istiyorlar.

Enes Gönenç : Neden Amerika veya Kanada'da güreşmek yerine kariyerini diğer ülkelerde, özellikle Avrupa'da sürdürmeyi seçtin ?

Joe E. Legend : Farklı olmayı seviyorum. Kuzey Amerika'da ben sadece Kuzey Amerikalı bir güreşçiyim. Avrupa'da ise egzotik bir yabancıyım!! (gülüyor) Artı, Almanya'da 3 yaşında ikiz oğullarım ve Alman bir eşim var. Sanırım Avrupa'da onların yanında bulunmak iyi fikir.

Enes Gönenç : Samimi olduğun arkadaşlarından Christian geçenlerde World Heavyweight Champion olmuştu. Ancak birkaç gün sonra Randy Orton'a kaybetmişti. Şimdi heel turn yaptı. Sence Christian heel olarak bu senaryoda tekrar çıkış gösterebilir mi ?

Joe E. Legend : Christian, heel yada face olmak için yeterli yeteneklere sahip. Seyircilerin, onun kemerini kaybetmesine verdiği tepki ile zaten seyircinin ne istediği belli oldu. Bence onun için babyface olarak devam etmek daha iyi olacaktı ama heel olarak ta kesinlikle iyi iş yapacaktır.

Enes Gönenç : Senin WWF'deki Just Joe karakterinin en sevdiğim segment'i Unforgiven 2000'deydi. Backstage'de The Rock ve Stone Cold'un konuşmasını bölüyordun ve ardından Stone Cold'dan dayak yiyordun. Peki sence bu işin en iyilerinden ikisiyle birlikte aynı segmentte olmak nasıl bir duyguydu ?

Joe E. Legend : İkisi de kamera arkasında çok iyi insanlar. O sadece, iki iyi insanla çekilmiş normal bir skeçti. Benim için sıradan bir çalışma günüydü.

Enes Gönenç : Edge, Rhyno ve Kevin Northcutt ile birlikte ayrı ayrı Tag Team Sampiyonluğun var. Hangisi senin için daha değerli ?

Joe E. Legend : Bir güreşçi için en önemli kemer elinde bulundurduğu kemerdir. Benim için "World Champion" pozisyonu daha önemli (9 tanesini elimde bulunduruyorum). Benim görevim ringde iyi olmak ve pazarlama olarak organizatörlere en iyisini vermek. Her gece en iyi performansımı sergilemeye çalışıyorum. Geçmiş, geçmişte kalmıştır. Ben şuana ve geleceğe bakmalıyım.

Enes Gönenç : Şimdiye kadarki en iyi maçın hangisiydi ?

Joe E. Legend : En iyisi 1999 Yazında Chi Chi Cruz ile Kuzey Sidney, Yeni İskoçya ve Kanada'da yaptığım maç serisiydi. Bu seriyi favorim olarak adlandırmaktan ÇOK gururluyum.

Enes Gönenç : Şimdiye kadarki rakiplerinden hangisi en zorluydu ?

Joe E. Legend : Şuana kadar birçok rakibim oldu. Murat Bosporus, Chi Chi Cruz, Edge, Christian, Rhyno, Raven, Steve Corino, Mikey Whiplash. Gerçekten uzun bir kariyerim var (19+ yıl). Birçok güreşçi ile birçok maç, bu rakiplerden birini seçmem diğerlerine haksızlık olur.